dayamak

dayamak
(-i, -e)
1. 使倚靠, 把…靠在: merdiveni duvara \dayamak 把梯子靠在墙上 Dolabı duvara dayadı. 他把柜子靠墙放着。Ordu yanını dağa dayadaı. 部队倚山扎营。
2. 支撑: Duvar yıkılmasın diye hatılları duvara dayadılar. 他们在墙上架上横梁以防墙倒塌。
3. 杵: Mektubu gözüme dayadı. 他把一封信杵到了我的眼前。
4. 强行给, 迫不急待给, 生气地给: Dayadık sulfatayı çocuğa. 我们逼孩子把奎宁片吃了下去。İstifasını müdüre dayadı. 他迫不急待地向经理提出了辞职。Protestoyu dayadı. 他怒气冲冲地提出了抗议。
5. 转́ 依靠: Sırtını babasına dayamış. 他把后背靠在了爸爸的身上。
6. 俗́ (门窗等)大开
7. 仗着, 以…相要挟, 以…相威胁: Bıçağı göğsüme dayadı. 他用剑顶在我的胸前。Borç pusulasını gözüme dayadı. 他拿出借据要挟我。
-le dayayıp döşemek (用家具等)布置房屋: Karyolalar, koltuklar, kanepelerle dayayıp döşemek lâzım. 应该用床、椅子、沙发把房子布置一下。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужен реферат?

Look at other dictionaries:

  • dayamak — i, e 1) Yaslamak Sol kolunu yürürken hep kalçasına dayardı. Ö. Seyfettin 2) Bir yerden, bir kimseden yararlanmak, güç almak Kürekleri iskeleye dayayarak bütün hızıyla itti. S. F. Abasıyanık 3) Korkutmak için hızla, öfkeyle yaklaştırmak, uzatmak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dayamak — her hangi bir şeyi yere yaslamak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • yetmişine merdiven dayamak — ileri yaşlara ulaşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cevabı dikmek (veya dayamak veya yapıştırmak) — hlk. kesin, ters ve karşısındakinin beklemediği bir karşılık vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • merdiven dayamak — ileri bir yaşa yaklaşmak Elliye merdiven dayadık, ötesine de geçtik. N. Araz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sırtını dayamak (veya vermek) — 1) (birine) bir yere dayanmak, yaslanmak ... kocaman duvara sırtını vererek üstüne zencefil ve tarçın serpilmiş salep içerlerdi. S. F. Abasıyanık 2) (birine) güçlü birine, bir yere güvenmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • arkasını dayamak — (birine) birinin koruyuculuğuna güvenmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • arka — is. 1) Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı Evin arkasında bahçe var. 2) Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi Çocuğun arkası ağrıyormuş. 3) Geri kalan bölüm, kısım Masalın arkası. Yazının arkası. 4) Art, peş 5) Otururken… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dayama — is. Dayamak işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dayanmak — e 1) Bir yere yaslanmak, kendini dayamak Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor. M. Ş. Esendal 2) nsz Kullanılışı uzun sürmek, dayanıklı olmak Bu kumaş çok dayandı. 3) Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dayayıvermek — i, e Çabucak dayamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”