- dayamak
- (-i, -e)1. 使倚靠, 把…靠在: merdiveni duvara \dayamak 把梯子靠在墙上 Dolabı duvara dayadı. 他把柜子靠墙放着。Ordu yanını dağa dayadaı. 部队倚山扎营。2. 支撑: Duvar yıkılmasın diye hatılları duvara dayadılar. 他们在墙上架上横梁以防墙倒塌。3. 杵: Mektubu gözüme dayadı. 他把一封信杵到了我的眼前。4. 强行给, 迫不急待给, 生气地给: Dayadık sulfatayı çocuğa. 我们逼孩子把奎宁片吃了下去。İstifasını müdüre dayadı. 他迫不急待地向经理提出了辞职。Protestoyu dayadı. 他怒气冲冲地提出了抗议。5. 转́ 依靠: Sırtını babasına dayamış. 他把后背靠在了爸爸的身上。6. 俗́ (门窗等)大开7. 仗着, 以…相要挟, 以…相威胁: Bıçağı göğsüme dayadı. 他用剑顶在我的胸前。Borç pusulasını gözüme dayadı. 他拿出借据要挟我。◇ -le dayayıp döşemek (用家具等)布置房屋: Karyolalar, koltuklar, kanepelerle dayayıp döşemek lâzım. 应该用床、椅子、沙发把房子布置一下。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.